GARE’DE GERÇEKTEN NE OLDU?

 

GARE’DE GERÇEKTEN NE OLDU?

Yandaş olsun olmasın, bütün medya Gare’de bir mağarada onüç sivil vatandaşımızın katledildiğini yazdı ve yayınladı/yayınlıyorlar.

Her ölüm acıdır, bu da acı…

Toplum olarak en büyük eksiğimizdir, verileni sorgulamadan mutlak doğrudur deyip kabulleniyoruz. Acaba demiyoruz, diyemiyoruz.

Bunu demediğimiz için de sorunlarımızı çözemiyoruz, sorunla yaşamayı bir marifet sayıp birlikte yaşayıp gidiyoruz. Oysa sorunlar erteleyerek değil ancak çözülerek bitirilir.

Şimdi konumuza yeniden dönersek, acaba Gare’de gerçekten ne oldu?

HDP milletvekilli Hüda Kaya’ya göre, orası tutsakların alıkonulduğu bir kamp ve o kampın bombalanması ile ölümler gerçekleşiyor. Bu anlamda Kaya, bu olayı “II. Roboski” olarak değerlendiriyor.

Bu iddia çok vahim!

Gerçekten, böyle bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, yetki makamında olanların bunu topluma açıklaması gerekir. Demokrasi, her dört-beş yılda bir sandık başına gitmek değildir, demokrasilerde yetki makamında olanların, hesap verebilir olmaları veya toplum onları buna zorlaması gerekir.

Toplum, olup-bitenleri açık, şeffaf bir şekilde gerçeği öğrenirse, gelecekte bunun gibi yaşanacak olayları bugünden önlemeye çalışılır.

Yok, oh olsun! İntikamcı yaklaşımlarla bir yere varılmaz/varılamamıştır…

Kaya, sosyal medya hesabında şunları paylaşıyor:

"Savaş tezkerelerine evet diyenler şimdi ağıt yakıyor. Esir kampını TR bombaladı ve öldükleri anlaşılınca durdular. Hakikatler bu kadar mı çarpıtılır?

Bu esir askerlerimizin aileleri defalarca bizleri ziyarete geldiler, partilerle görüştüler.

Biz ‘barış dedikçe’ saldırdılar.

Ey muhalefet! 

AKP-MHP iktidarı size minnettardır!

Gün gibi ortada olan yalana, askerlerimizin kanı üzerinden örülmeye çalışılan kirli-kanlı kampanyaya, tezgâha çanak tutuyorsunuz.

'Kral çıplak' demek yerine kraldan çok kralcılık yapıyorsunuz.

Alıkonulan asker, polis ve mit mensupları istenseydi sağ salim evlerine dönebilirlerdi. Bu daha önce başarıldı.

Ama çökmek üzere olan saltanatlarına her zamanki gibi kan, terör, şehit, yalan gerekiyordu.

Yine söylüyorum; Roboski'de yaşanan ne ise Gare'de yaşanan da odur.

Bu askerlerimizin aileleri defalarca meclis yollarını aşındırdılar. Ben ve arkadaşlarım dışında hepiniz kapınızı kapattınız!

İktidar bu feryada senelerdir sessiz kaldı, yetmedi seslerini kısmaya çalıştı.

Bu ailelere kapılarını kapatanlar şimdi bu ailelerin evlatlarının kanları üzerinden rant ve çıkar elde etme yolunu tercih ettiler ve bunun için çalıştılar ve yarışıyorlar.

Yazıklar olsun!

Hakikat her zaman tek ölçüm oldu ve olacak.

Bu kayıplarla ilgili en yakın zamanda gerçeklerin açığa çıkması için verilecek önergeler ve tekliflere yine el birliğiyle 'hayır' diyecek olanlar da AKP-MHP vekilleridir.

Bedeli ne olursa olsun gerçekler engellenemeyecek!

Hakikat küfürle, linçle, iftirayla, tehditle yok edilemez.

Bir çift sözüm var, biri Saray tetikçilerine, biri de muhalefete.

Ey tetikçi troller ve saray sözcüleri!

Sizi ne dediklerinizden değil ne yediklerinizden tanıyorum ve anlıyorum."

Olaya bir de bu açıdan baksak.

Çok şey kaybetmeyiz, ya kazanacaklarımız….

15.02. 2020

Hüsnü GÜRBEY

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder